Linda Jackson, Türkiye ziyareti kapsamında düzenlenen basın toplantısında, Türkiye otomotiv pazarına ve markanın gayelerine ait değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’ye tekrar gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu lisana getiren Jackson, “Bir sene evvel geldiğimde, Türkiye’deki takımımıza epey argümanlı maksatlar vermiştim. Büyük bir memnuniyetle görüyorum ki bu savlı gayeler tutturulmuş. Yeniden büyük bir memnuniyetle 2024 gayelerimizi de koyduk.” sözlerini kullandı.
Peugeot’nun Türkiye’de çok büyük bir büyüme gösterdiğine dikkati çeken Jackson, “Ekim sonu prestijiyle 64 bin adeti aşan satış yapıldı. Geçen seneye nazaran yüzde 180’lik bir büyüme yakaladık. Pazar hissemiz yüzde 6,7 oldu. Bu sonuçlar bizi pazarda 5’inci sıraya yerleştirdi. Nitekim kayda paha bir muvaffakiyet bu. SUV pazarına baktığımızda pazar başkanıyız, piyasa önderiyiz. Hafif ticaride 3’üncü sıradayız. Perakende satışlarımız, toplam satışlarımızın yüzde 84’ü üzere çok güçlü bir sayısı temsil etmekte.” diye konuştu.
“Türkiye, standartları belirliyor”
Linda Jackson, Peugeot’nun 408, 508 ve 2008 üzere 3 değerli modelinin “oyunu değiştiren” modeller olduğunu belirterek, “Türkiye, Peugeot 408’de en uygun satışı yapan ülkelerden oldu. Dünyada 2 numara, Avrupa’da 1 numara. Türkiye sahiden standartları belirliyor bu manada. Başka pazarlar onu takip ediyor. Müşteri memnuniyet endeksimiz yüzde 97,2 ile maksadının üzerine çıkmış durumda. Online satışlarda Peugeot 408’in satışa başlamasıyla bu satışlar başladı. Bunu yakında elektrikli araçları da kapsayacak biçimde genişleteceğiz” dedi.
Peugeot’nun 2024 sonu prestijiyle tüm modellerinin bir elektrikli versiyonunun çıkacağını aktaran Jackson, şöyle devam etti:
“2023-2024’te 5 tane yeni elektrikli araç çıkacak. Elektrikli araçların bizler için çok değerli olduğunu söyledik zira bizim 2038 prestijiyle karbon net sıfır gayemiz var Stellantis olarak. Yalnızca elektrikli araç satmak değil hedefimiz. Bütün fabrikalarımız, tedarikçilerimizin uyguladığı lojistik süreçlerin, kullandığımız bütün gereçlerin de bu net sıfır karbon maksadına uygun olması gerekiyor. Yani eser dışında da tüm ekosistemi dikkate alıyoruz. Bizim tezimiz Peugeot olarak Avrupa’da elektrikli araç piyasasında 1 numara olmak. Ancak yalnızca Avrupa değil Avrupa dışındaki pazarlarda da kıymetli durumlar istiyoruz.”
“700 kilometre menzilli E-3008’i pazara sunacağız”
Peugeot CEO’su Jackson, Türkiye’deki elektrikli araç pazarında önder olmayı hedeflediklerini belirterek, “Ama mevzu yalnızca sayılar değil. Her üretici sayılarda birtakım muvaffakiyetler elde edebilir. Kıymetli olan yüksek kalite ve en düzgün müşteri tecrübesiyle bu sayıları yakalamak. O yüzden hazır olun. Yeni modellerimizle kıymetli bir atak yapıyoruz. Yeni 208 birinci çeyrekte çıkıyor. 3008 elektrikli ikinci çeyrekte. Hafif ticari araç gamımız yenilenmiş haliyle yılın ikinci yarısının ortasında çıkacak. Yeni 5008 üçüncü çeyrekte sahneyi değiştirecek halde atak yapacak.” sözlerini kullandı.
E-3008’e “ileri düzey SUV” ismini verdiklerini lisana getiren Jackson, bu araçtan ötürü çok heyecan duyduklarını, 525 kilometre menzilinin bulunduğunu ve 700 kilometre menzillisinin de yakında çıkacağını anlattı.
“Türkiye’ye özel bir model üretme üzere bir planımız yok”
Linda Jackson, konuşmasının akabinde basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Türkiye’ye özel bir model üretme üzere bir planlarının olmadığını belirten Jackson, fiyat ve büyüme manasında bir istikrar tutturmak istediklerini söyledi.
E-3008’in Türkiye pazarına sunulacak olmasına değinen Jackson, “Tesla’dan daha uzun menzilli olacak, 700 kilometre uzun menzil, 525 kilometreliği de devam edecek. Tabi ki her şeyi değiştiren bir şey.” dedi.
“Çinli üreticiler geceleri uykumuzu kaçırmıyor”
Peugeot CEO’su Jackson, Çinli markaların dünya genelinde artan rekabetine ait bir soruya ise şu yanıtı verdi:
“Çinli araba üreticilerine çok fazla hürmetim var. Eserlerini gördüm, kullandım ve hayli beğendim. Çok uygun ve zevkli araçları var. Bu dalda uzun vakittir varım biliyorsunuz. Vaktinde ‘Eyvah, Japonlar geliyor’, akabinde ‘Eyvah, Koreliler geliyor’ dedik. Artık sırada Çinliler var. Avrupalı pek çok üretici bu durumu kıymetlendirdi. Birtakım markalarda da birleşmeler olmuş olabilir ancak birçok sağlıklı bir formda faaliyetlerini sürdürüyor. Sanırım hala bu yeni markalar için alan var. Evet, çok ciddiye alınması gereken rakipler. Tüm rakipler üzere. Bunun sonucunda piyasada kimi birleşmeler ve değişiklikler olabilir. Bu ortamda hayatta kalabilmeniz için yalnızca ucuz olmanız gerekemez, çok güçlü bir markanızın olması gerekiyor. Yalnızca marka olmanız kâfi değil, sunduklarınız ve yaşattığınız tecrübelerle bir bütün olarak düşünmek gerek. Bizim bilhassa son 18 aydır yaptığımız da bu aslında. Daha sadeleşerek, keskin çizgilerle kapsamlarımızı muhakkak ederek markamızı güçlendiriyoruz. Çinli üreticiler geceleri uykumuzu kaçırıyor mu? Hayır. Fakat onlara hürmet gösteriyor muyum? Elbette, evet. Bizim için de kesimi olmak istediğimiz olumlu bir değişim sağlıyorlar. Kendimize bu manada güveniyoruz.”
“Pandemi periyodu geride kaldı ve normalleştik”
Linda Jackson, Kovid-19 salgınının global olarak otomotiv üretimindeki tesirlerinin sona erip ermediğine de değinen Jackson, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Otomobil üreticileri açısından hayli güç vakitlerdi. Çip krizinin artık sonuna gelmiş durumdayız. Neredeyse bu hususa dair meseleler bitmek üzere. Otomotiv bölümünün dinamiği, çevik ve her vakit krizlere açık olmasıdır. Bu finansal olabilir, akaryakıt ile ilgili olabilir, savaşlar tesirli olur. Bir araba şirketi olarak hayatta kalabilmeniz için esnek ve adapte olabilmeniz kuraldır. Pandemi, ne vakit ve nasıl değişmemiz gerektiğine dair yeterli bir örnektir. Pandemi periyodunda araba üretim sürecimizi günden güne ve hatta bazen saatlik olarak planlıyorduk. Elimizde modül olup olmadan üretimimizi sürdürüyorduk. Artık bunlar geride kaldı ve normalleştik.”
