TBMM Lideri Kurtulmuş: “Kararlı işbirliklerimizi artırarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek mecburiyetindeyiz”
İSTANBUL – Türkiye Büyük Millet Meclisi Lideri Numan Kurtulmuş, 4.Uluslararası Model İslam İşbirliği Teşkilatı Liseler Doruğu programına katıldı. Programda konuşan Kurtulmuş, “İslam dünyasının içinde bulunduğu durum, kararsızlık, dargınlık, çaresizlik, İsrail’in ve Siyonizm’in gerisindeki en kıymetli güçtür. Öncelikle bu durumu ortadan kaldırmak, kararlı işbirliklerimizi artırarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek mecburiyetindeyiz” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Lideri Numan Kurtulmuş, Şişli’de 4.Uluslararası Model İslam İşbirliği Teşkilatı Liseler Tepesi’ne katıldı. Haklı Filistin Davası: Kalıcı ve Adil Barışın Tesisi temasıyla düzenlenen programda Kurtulmuş’un yanı sıra, İstanbul Valisi Davut Gül, birçok farklı ülkeden öğrenciler ve protokol de yer aldı.
“İslam dünyasının içinde bulunduğu durum, kararsızlık, dargınlık, çaresizlik, İsrail’in ve Siyonizm’in ardındaki en kıymetli güçtür”
Herhangi bir stratejik adım atabilmek için soruyu gerçek bir biçimde ve yanlışsız soruyu gerçek vakitte sormanın en kıymetli 3 temel problem olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bu toplantıda 2 tane yanlışsız soru, hem de olağanüstü hakikat bir zamanlama içerisinde sorulmuştur. Bunlardan biri, haklı Filistin davamızın muvaffakiyete ulaşabilmesi için neler yapmamız lazım, nasıl hareket etmemiz lazım? İkincisi ise Filistin davası özelinden daha genele hakikat çıkartarak dünyada kalıcı ve adil barışı nasıl sağlayabiliriz? Bunun için neler yapabiliriz? Bu olağanüstü kıymetli stratejik soruların yanıtlarını bulmak için çaba sarf edilen bu toplantının yalnızca bu temalar etrafında organize edilmiş olması bile başlı başına çok pahalıdır, olağanüstü kıymetlidir. Bugün Filistin davası bir günde bu noktaya gelmedi. Şu anda dünyada İsrail’in bu pervasız tavırlarının gerisindeki en kıymetli neden ve güç, ne İsrail’in askeri gücüdür, ne finansal güçtür, ne dünya medyasındaki hakimiyetidir ne de ardında başta ABD olmak üzere birtakım Batılı devletlerin vermiş olduğu takviyedir. Üzülerek tabir ediyorum, İslam dünyasının içinde bulunduğu durum, kararsızlık, dargınlık, çaresizlik, İsrail’in ve Siyonizm’in ardındaki en değerli güçtür. Öncelikle bu durumu ortadan kaldırmak, kararlı işbirliklerimizi artırarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek mecburiyetindeyiz” dedi.
“Siyonizm’in bittiği, tarihin çöplüğüne atıldığı ve insanlığın rahat bir biçimde ‘oh’ çektiği devir gelecek”
Aslında Müslümanların hem İslam’ın prestijini ve izzetini yüceltmek, hem de Müslüman ülkelerinin durumunu üste çıkartmak için büyük muvaffakiyet hikayelerine muhtaçlığı olduğunun da açık olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Örnek olsun diye söylüyorum, mesela Muhammet Ali’nin Müslüman olmasının bile tek başına tüm dünyada Müslümanların lehine hoş bir atmosfer oluşturduğunu biz gençlik yıllarımızda çok uygun hatırlıyoruz. Tıpkı formda Aziz Sancar’ın Nobel mükafatını almış olmasının İslam Dünyası’nın yıkılan imajını yükseltmek büyük bir takviye sağladığını görüyoruz. İsrail’in daima insanlık hatası işleyen, artık katliam boyutunu da aşmış bir soykırım uygulaması içerisindeki bu tutumuna, ne kadar çok idareden takviye verilirse verilsin, halklar da o kadar çok karşı çıkmakta, halklar da o kadar çok Filistin’in haklı davasında yanında yer almaktadır. Azıcık insanlık hissine sahip olan herkesin içinin kan ağladığını biliyoruz. Önümüzde yeni bir periyot başlamıştır. Şayet bu devri isimlendirmek gerekirse, bu devrin ismi Post Siyonist devirdir. Yani Siyonizm’in bittiği, tarihin çöplüğüne atıldığı ve insanlığın rahat bir halde ‘oh’ çektiği periyot gelecek. Zira insanlık tarihi bize bir cümleyle özetliyor ‘zalimin zulmünün en çok arttığı nokta, zalimin yıkılmaya en yakın olduğu noktadır’. Onlarca örnek verebilirim” halinde konuştu.
“Dünyanın en değerli güçlerinden biri olan İslam dünyasını tekrar, eskisinden hoş günlerinden daha ileri noktalara taşıyacağız”
Yeni bir dünyayı kurma mecburiyetinde olduklarını lisana getiren Kurtulmuş, “Bu dünya biz istesek dahi bu türlü devam etmez. İslam dünyasının gençlerine dünyada hakkaniyetten, adaletten, insaftan ve vicdandan yana olan herkesi, dini, diyaneti, ırkı ne olursa olsun ortak bir sorumluluk düşüyor. O da yeryüzünde yeni bir sistemin, hakkaniyetli, adaletli bir sistemin kurulması. Ümit ediyorum ve dua ediyorum ki bu alanlarda her geçen gün daha ileriye gideceğiz, her geçen gün adımlarımızı daha sağlam atarak dünyanın en değerli güçlerinden biri olan İslam dünyasını yine, eskisinden hoş günlerinden daha ileri noktalara taşıyacağız” tabirlerini kullandı.
